Ürtiker otoimmün hastalıklarla ilişkisi nedir? Ürtikeryal vaskülit(ÜV) nedir?
Kronik Ürtikerin otoimmun hastalıklarla ilişkisi bilinmektedir. Hastaların ürtiker olmadan önce yada sonrasında otoimmun hastalıklara(tiroid hashimato hastalığı , diyabet,shögren,sistemik lupus ,iltihaplı eklem romatızması, FMF ailevi akdeniz ateşi,sedef hastalığı vb.hastalıklara )yakalanma riski normal insanlara göre oldukça artmıştır.
Eğer hastalarımızda ürtikerin oluşturduğu kızarıklık kabarıklık gibi şikayetler özellikle 24 saatten uzun sürer ise, mor haleler, hafif lekelenmeler bırakarak geçme eğiliminde ise, ürtiker ile birlikte ateş, eklem ağrıları, eklem şişlikleri oluyor ise ürtikeryal vaskülitten şüpheleniriz. Özellikle antialerjik ilaçlara yanıt vermeyen hasta grubunda dikkatli değerlendirmek gerekir. Bu durumda hastadan cilt biyopsisi almak tanıyı koyduracaktır. Dermatoloji ve alerji uzmanlarına başvurmalarını öneririz.
Ürtikeryal vaskülit (UV) nadir görülen bir tanıdır. Ürtikerli hastalar içinde %5-20 si ÜV tanısı alır. Çoğunlukla 40 lı yaşlarda kadın hastalarda daha fazla görülür.
Ürtikeryal vaskülitin ürtikerden farkı nedir? Ürtiker diğer sistemlerinizde etki yapmaz iken,ürtikeryal vaskülit ağırlıklı olarak cildi tutabilir ama diğer organ sistemlerini etkileyebilir. Yaygın vaskülit ve çoğunlukla kas-iskelet sistemi, pulmoner, renal ve/veya gastrointestinal sistemleri etkileyen sistemik özelliklerle ilişkili olabilir.Sebebi en sık idiyopatik(nedeni belli olmayan) olmasına rağmen diğer otoimmün hastalıklar, ilaç reaksiyonları, enfeksiyonlar (Hepatit B ve C özellikle) veya malignite ile ilişkili olarak ortaya çıkabilir. Genetik de ciddi olarak katkıda bulunur. Kan testlerinde oto antikorlar bakılmalıdır. Özellikle kompleman seviyeleri hastalığın seyri ve gidişatı açısından önem kazanır.
Hastanın öyküsü, tanı kriterleri, Kan testleri, vasküliti düşündürse de Deri biyopsisi yapılmadan ürtikeryal vaskülit tanısı konulmamalıdır.
Hastanın cilt dışı belirtileri hastaların % 56’sında görülür. Çoğunlukla % 82’sinde kas-iskelet sistemi tutulumu, % 56’sında göz tutulum, %19’unda akciğer tutulumu, % 18’inde gastrointestinal tutulum ve%14 böbrek tutulumunu olmaktadır. Deri bulguları diğer organ belirtileriyle aynı anda veya öncesinde ortaya çıkabilir.
Labaratuvar testlerinde ;en sık
Sedim yüksekliği
Kompleman düşüklüğü
ANA pozitifliği
Otolog serum testi pozitifliği
Hepatıt B ve C testleri pozitif olabilir.
Organ tutulumuna göre testlerde anormallik saptanabilir.
Tedavi önerileri – UV’nin tedavisi genellikle zordur .Tedavi klinik tabloya göre yönlendirilir ve ajanlar hastalığın ciddiyetine ve sistemik tutulumun varlığına göre seçilir. Sistemik kortizon UV tedavisinin temel dayanağı olarak kabul edilir ve tipik olarak ek ajanlar eklenir.