Kanser ilaçlarıyla alerji olur mu?
İlaç alerjisi denildiği zaman genelde ilk akla gelen penisilin ve ağrıkesici alerjileridir. Bu durumlarda ilk yapılması gereken daha önce sorun yaşanan ilacın kullanımının kısıtlanmasıdır. Fakat kullanılması kesinlikle zorunlu olan alternatifi olmayan ya da alternatif ilacın etki düzeyi düşük olduğu durumlarda Alerji gelişen ilaçları kullanmamız gerekebilir. Peki, bu mümkün mü? Nasıl olur?
Kanser ilaçları olarak bilinen kemoterapötik ilaçlar, günümüzde kanserin yaygın olarak görülmesiyle ilaçlar sık kullanılmakta ve İlaçlar geliştirilmektedir. Kullanım alanı yaygınlaştıkça ve çoklu ilaç sistemi geliştirildikçe, bunlara karşı alerjik reaksiyonlarda artmaktadır. Aynı zamanda Kanser vücudun savunma sistemini bozarak kaşıntıya, alerjiye veya diğer alerji çeşitlerine de zemin hazırlamaktadır.
Aniden ortaya çıkan, vücudu etkileyen ve kısa sürede ölümle sonuçlanabilen alerjik bir hastalık olan “Anafilaksi”ye neden olabilir. Hafif reaksiyonlar olabileceği gibi hayatı tehdit eden reaksiyonlarda olabilir. Bu ilaçlar uygulandığında hastalarda görülen ani belirtiler; gözlerde ödem, kaşıntı ve kızarıklık; burunda kaşıntısı, hapşırma ve tıkanıklık; ağızda metalik tat, ödem, kaşıntı veya karıncalanma; boğazda şişme hissi, seste değişiklik, ses kısıklığı, yutma güçlüğü; nefes darlığı, göğüste sıkışma, öksürük, hırıltı, morarma, bayılma/baş dönmesi, çarpıntı, bilinç kaybı, hipotansiyon, bulantı, kusma, karın krampı/ağrı, ishal, vajinal kaşıntı, rahim krampı/kanama, idrar kaçırma, gerginlik ve havale geçirme olarak bildirilmiştir. Bu belirtilerin görüldüğü hastada en doğrusu sorumlu ilacın bir daha kullanılmamasıdır. Ancak kanser hastasında tedaviyi kesmek, tedaviyi bekletmek tercih edilmez hatta çoğu zaman bu ilacın yerine geçecek alternatif ilaç bulmak da mümkün olmaz. Alerji Uzmanlarından konsültasyon istenmelidir.
Her kanserin kendine göre bir ilaç tedavisi var. Bu kombinasyonlar bozulduğu zaman kanser hücresiyle bu ilaçlar deyim yerindeyse bir yarış içine giriyor. İlaç tedavisinde biraz geride kalınırsa kanser hücreleri kendi yaşam süresini uzatıyor ve kanserli hücre sayısını artırarak hastanın yaşam süresini kısaltabiliyor. Peki, ne yapılmalı?
Gerçekten kanser ilacına mı alerji mevcut?
Hastaya yaklaşımda öncelikli olarak bu ilaç kanser hastası için sorunlu mu değil mi? Bunun kararını vermek zorundayız. Birçok ilacın da bir arada kullanıldığını düşünürsek sorumlu ilaç belirlenmeli. Bu durumda alerji immünoloji uzmanları devreye girmektedir. İlaç testleri ile (cilt, kan vs )alerji doğrulanır. Sorunlu ilaç saptanır. Gereksiz yere diğer ilaçların kesilmesine gerek kalmaz. Bazen ilacın reaksiyon yapacağı önceden tahmin edilebilir. Çoklu kez kullanımlarda cisplatın özellikle 5.6. dozlardan sonra alerjik reaksiyon sık görülür.
Peki, çözüm nedir? Duyarsızlaştırma nedir?
Kişinin bir ilaca alerjisi varsa aynı gruptan ve o ilacın etkisini yapabilecek başka bir ilaç kullanabiliriz ya da duyarsızlaştırma işlemi ile ( çok düşük milyon da bir dozlarda başlayarak normal dozlara gelecek şekilde) alerji yapan ilacı verebiliriz. Alerji Uzmanları riski hesapladıktan sonra hastane koşullarında her türlü önlemi alarak duyarsızlaştırma (desensitizasyon) yoluyla ilacı hastaya uygularlar. Duyarsızlaştırma işlemi sırasında ilaç önce çok fazla sulandırılarak ve çok minik dozlarda başlanır, giderek arttırılır ve bölünmüş olarak hastaya uygulanır. Bu sayede hasta ölümcül reaksiyonlardan korunur, ilacı saatler içinde çok yavaş da olsa alması sağlandığı için kritik hastalarda tedavinin daha fazla gecikmesi önlenir. Kemoterapi ilaçlarıyla bir takım yan etkiler göreceğimiz doğrudur. Fakat yaşadığımız her şikâyet yan etki değildir ve bu etkiler azaltılabilir. Bu konuda hem kemoterapi uygulaması yapan hekimlerin hem de hastaların bilgilendirilmesi önemlidir. Sorun yaşadığınızda alerji uzmanına danışınız.